18 Aralık 2012 Salı

A. Kadir'le yapılmış söyleşilerden tadımlık bir pasaj (devamıderste)


1940’da SERVETİFÜNUN dergisinde “TASFİYE HAREKETİ” başladığı günlerde bu harekete ön olan şiir ortamını anlatır mısınız?
O zamanlar şiirimizde Yahya Kemal, Nâzım Hikmet, Ahmet Hâşim, Ahmet Hamdi vardı. Yahya Kemal usta şairdi ama özü eskiydi. Bireysel aşklarıyla bile yirminci yüzyıl insanına çok yabancı idi. Hâşim de öyle, dar biçim kalıbında kalmış, kendi kendini kıramamıştı. Dünya ile ilgisini koparmış bir şairdi. Ahmet Hamdi Tanpınar da öyle. Buna karşılık ilk çıkışıyla bir akım niteliği göstermeye başlıyan, aruzdan, heceden, dış biçim yeteneklerinden sıyrılan, toplumu daha da ileriye götürmek isteyen yeni anlayışın şiiri vardı. Bütün genç kuşağın toplu halde harekete geçmesi, o zaman için önemli bir olaydı. Bugün yaşıyan sanatçılarımızın çoğu o hareketin sonucudur.
Şunu da söylemek gerek: Bu dönemde yetişen genç sanatçılar, genel olarak eskiye karşıydılar ama geleceğin sanatı üstünde elbette değişik yönde idiler.
Biz gözlerimizi dünyaya çevirmiştik. İnsanlara, olaylara uzak yakın çevrede olup bitenlere bakıyorduk. Bu kuşak ikinci dünya savaşını bir esir gibi yaşadı. Tevfik Fikret’ten beri gelen, 1930’la 1940 arasında büsbütün başka bir kimlik kazanan şiirde yeni olanaklar aradık.
[1940’dan Sonra Şiirimiz, Şükran Kurdakul, Yelken Dergisi, sayı 45, 1960; “A. Kadir” kitabından, Gerçek Sanat Yay., İstanbul, Şubat1989, s.115]