27 Kasım 2012 Salı

Yaprak Öz / Sessizlik Sabahın Erken Saatlerinde

Şairin ilk iki dizede kullandığı, “Sessizlik sabahın erken saatlerinde bir kumsaldır","Suyun içinden güneşe bakan deniz kabuklarıdır" dizeleri o kadar samimi, içten ve ustaca kurgulanmış ki, okuyucu güvenli sularda dolandığı duygusuyla, şiirin geri kalanına teslim ediyor kendisini. Bu arka arkaya dizilmiş sessizlik tanımlamaları, okuyucuyu yüzünde naif bir tebessümle aheste bir melankoliye sürüklemeye başlıyor. Bu duygu durumu, “her şiir okurunu” saracak gibi duran hal, “Ölüm sessizlik değildir” mottosuyla perçinleniyor.
Artık, ben yok’um okuyucu olarak ve bir hareket…
Şair kendi sessizliğinin tanımını bize tanrı yazar bir dille dayatıyor. Şiiri okurken benim adıma karar veren bir var gibi. Dolayısıyla okuyucuya alan bırakmıyor. Bu alan bırakmama işini, bağlantılarını zekice kurduğu imgeler zinciri ile yapıyor. Bu metaforların yarattığı haz ile ayrı ayrı resimler ve huzurlu anlar beliriyor okuyucunun zihninde.
Ancak tekrar tekrar okununca metin, o buyuran tanrı yazar okuyucunun üzerine çörekleniyor. Bu farkındalıkla okunmaya başlayınca şiirin bütün nefaseti tekrar okumalarda kayboluyor. Dizeler kendi başlarına beliriyorlar, şiirin bütünlüğü parçalanıyor. Ve şairin zahir hali,”Bir zamanlar sevilmiş bir erkektir” dizesi ile ayyuka çıkıyor. Artık şair kendini ele vermiştir. Bu haz verici melankoli hali bir hafif kendine acıma haline dönüşmüştür.

Değer

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder